Türkiye’ye tekrar beğenilen geldiniz. Burada olmadığınız 2 yıl nasıl geçti?
– Ailemle vakit geçirmeyi çok özlemişim. O mühlet zarfında koronavirüse yakalandım. Birinci kere kendimi bulmaya çalıştım. Tıpkı vakitte kocasız bir hayat başladı. Türkiye ikinci meskenim. 8 yılımı verdim bu ülkeye. Birinci evvel İstanbul’a âşık oldum. Arkadaşlarım burada ve herkesi çok özlemişim. Birinci geldiğim günün sabahı düş üzereydi. Türkçem yetse daha neler derim…

Sizin için İstanbul kıssası nasıl başladı? Serdar Ortaç ile yollarınız nasıl kesişti?
– Birinci olarak iş için geldim. Çok gençtim. Serdar ile de ortak arkadaşlarımızın olduğu bir yemekte tanıştım. Hiç Türkçem yoktu. Serdar, yine görüşüp yemek yemek istedi. Ancak ben istemedim. Zira flört başında olan bir kız değildim. Evlilik kafasındaydım.
Tekrar bir Türk ile evlenmeyi düşünür müsünüz? Şu an hayatınızda biri var mı?
– Kim bilir… Burası ne hoş. Türkiye benim ikinci konutum. Kocalı ya da kocasız gidip gelmeye devam edeceğim. Hayatta her şey olur. Şu an hayatımda kimse yok.
Çocuk isteyen yalnızca bendim
“Keşke bir çocuğum olsaydı” diyor musunuz?
– Keşke çocuğum olsaydı ve bunu yıllar önce yapsaydım. Her gün bunu kendime söylüyorum. Çocukları ezelden beri çok severim. Kesin 3 ya da 5 çocuğum olurdu. Serdar’la evliliğimde hayatımız çok tempoluydu. Çocuk isteyen de yalnızca bendim. Lakin ben de yaşlanıyorum. O vakit çocuğum olsaydı artık 8 yaşında olacaktı.

Nafaka ile ilgili meseleleri çözmek için İstanbul’da olduğunuz söyleniyor. 600 bin TL kadar alacaklı olduğunuz ve bunun için de Serdar Ortaç’ın meskenine haciz koyulduğu gerçek mu?
– Çok hassas bir husus… Bunu bana çok soruyorlar. Hatta bana “Çocuğunuz yok, niye nafaka alıyorsunuz?” üzere sorular da geliyor. Güya ben istedim eski kocamdan… Biz mutabakatlı boşandık. Ben ondan hiçbir şey istemedim. 8 yıl onunla kaldım ve çok şey paylaştık. Serdar yalnızca kocam değildi, birebir vakitte da arkadaşımdı. Beni mağdur etmek istemedi. Çocuk yapmadım fakat kendimi ona adadım. Bir yerde husus çok büyüdü ve çok sabırlı kaldım.
Nafakanızı alamazsanız ne olacak?
– Nitekim bilmiyorum. Hiçbir vakit “boşanacağım” diye düşünmedim. Onlara güvendim. Bavul bile almadım meskenden çıktım ve her şeyimi bıraktım. Tek bildiğim ise boşanırken Serdar’ın bana tahsis ettiği avukattı. Kendi avukatımı tutmaya müsaadem yoktu.

Serdar Ortaç’ın boşandıktan sonra haberiniz olmadan 15 koliden oluşan çanta, ayakkabı ve kıyafetinizi dağıttığı argüman edildi. Bu yanlışsız mu?
– O kadar çok üzüldüm ki anlatamam, ağlamak istedim. (Gözleri doluyor.) Onları, kendim çalışıp almıştım. Bana kendimi çok ucuz hissettirdi. O eski kocam olmakla bir arada arkadaşımdı. Boşandıktan sonra üzüldü ve ardımdan berbat de konuştu.
Serdar Ortaç, size hâlâ âşık mı?
– Hiçbir fikrim yok. Ben boşandığımız gün ve öncesi bir tane bile makûs söz kullanmadım. Daima olumlu şeyler söyledim. Evliyken ağlamak istediğim vakitler oluyordu lakin “kocam çok iyi bir adam” diyordum. O yüzden de bu kadar çok üzülüyorum. Benim için inanın kıyafetin, eşyanın bir kıymeti yok. Burada bana davranış hali çok kırıcı. Hiçbir şey bu kadar ağır gelmemişti.

Artık karşılık vermem gerektiğini düşündüm
Öbür bir tez da tasarladığınız 2 gelinliği Serdar Ortaç size vermiyormuş…
– “Vermiyor” demeyeyim. Kendisiyle konuşamıyorum ve ne yapmak istediğini bilmiyorum. Tek bildiğim onların benim için çok özel ve değerli bir hatıra olduğu. Boşandığımızdan bugüne kadar çok dedikodu çıktı ki hiçbirini cevaplamadım. Artık yanıt vermem gerektiğini düşündüm. Birinci ve son kere konuşuyorum.
Türkiye’ye geldiğiniz birinci gün ünlü müzikçinin enfeksiyon tedavisi gören erkek kardeşi Serkan Ortaç’ı ziyaret etmişsiniz. Ortaç Ailesi’yle bağlarınız devam ediyor mu?
– Ben onları çok seviyorum ve hâlâ ailem gözüyle bakıyorum. Ortamızda makus bir şey yok. Sık sık konuşuyoruz. Eski eltimi ve Serkan’ı gördüm. Çocuklarını çok seviyorum. Ortamızda berbat hiçbir şey olmadı. Bu pahalar benim için çok değerli. 10 yıla yakın onlarla yaşadım. Çok konuşan biri değilim ve kendisini söz eden de… Benim için “soğuk” diyorlar. Argümanlara da karşılık vermeyince, “evet” söylenenler gerçek diye düşünüyorlar. Özel hayatım özel olmalı. Her şeyi anlatsaydım herkesin fikri benimle ilgili büsbütün değişirdi. Buna çok eminim. Kimse doğrusunu bilmiyor. Nasıl bir hayat yaşadığımı da…

Evliliğinizin bitmesindeki en büyük faktör Serdar Ortaç’ın kumar tutkusu muydu? Siz tedavi olması için savaştınız mı?
– Ben her şeyi denedim. Yardım ettim, bütün bahislerde olduğu üzere… Kumar, bize, evliliğimize, ailesine çok ziyan verdi. Meskende Serdar’dı, kocamdı; pop yıldızı değildi. Konutumuza bakan, akşamları yemek yediğimiz, sinema izlediğimiz biriydi.
Kumar oynamaması için kurallar mı koydunuz?
– Konser için Kıbrıs’a gittiği vakit çabucak meskene dönmesini istiyordum. Şayet dönmez ve Kıbrıs’ta kalırsa, ben de birinci uçakla İrlanda’ya babamın meskenine dönüyordum. Sonra bana “Yine kaçtı, gitti” diyorlardı.
Hiç aldatıldığınızı düşündünüz mü?
– Aldatıldığımı hiç hissetmedim. Benim için aldatmak yalnızca biri ile birlikte olmak değil. Benim için palavra söylemek de aldatmak üzeredir.

Evli olduğunuz vakti ve şimdiyi kıyaslayınca toplumsal medyadaki pozlarınız daha yiğit. Eşiniz bu türlü pozlar vermemenizi mi istiyordu?
– Evliyken her şeyi düşünüyorsun. Birebir vakitte kocama laf gelsin istemezdim. Ancak onunla evlenmeden evvel de modeldim.
Bu bir reklam evliliği miydi?
– Şayet âşık olmasaydım 8 sene niçin birebir meskende yaşayayım. Finalde yeniden hiçbir şeyim yok. Türkiye’ye koca bulmaya gelmedim. 19 yaşındaydım ve sevmeseydim dayanamazdım. Evlenmeden evvel çok işe gidiyordum, evlendikten sonra eşimin yanında olduğum için işleri kabul etmiyordum. Boşandıktan sonra daha etkinim. Kimse ardımdan “Yine kocasını bıraktı ve işe gitti” demeyecek.
3 sene evvel Miami’de önemli bir kaza geçirdiniz. O gün eski eşiniz yanınıza gelmedi. O vakti anlatabilir misiniz?
– Orada keşke kocam yanımda olsaydı. Onun başına bu türlü bir şey gelseydi koşa koşa giderdim. Bana orada Süreyya Yalçın ve Ozan Baran sahip çıktı. Meskenlerinde baktılar. İşte hoş arkadaşlık budur. Çok sıkıntı günler yaşadım ve kimse bilmiyordu.

Bir yerde eski eşinize denk gelirseniz konuşur musunuz?
– Aslında keşke Serdar ile boşandıktan sonra arkadaş kalabilseydik. Onun hayatından çıkmak istemedim. 1 sene evvel bana bu soruyu sorsaydın, “Evet” derdim. Daha sıcaktım ona karşı. Fakat artık bana yaptığı bu muamele hiç hoşuma gitmedi. Ona hürmetim bitti. Evliyken bana “Hanım hanım”, boşanınca “Onu şeytan görsün” diyor. Ben Türkiye’de kendime bir hayat kurmaya çalıştım. Ekmeğimin peşine düştüm ve ayakta durmaya çalıştım. Fakat Serdar diğer biri oldu. Boşanma mahkemesinden sonra annem, ben, o üçümüz yemek yedik. Keşke daima o denli kalsaydık. Ona çok kırıldım.
Sizi en çok kıran neydi?
– Benimle ilgili bir röportaj verdi. Onu izlerken kırıldım. Ortamızda makûs bir şey olmadı. Lakin sert konuşmuş.

Aileniz boşanma sürecinizde neler düşündü?
– Boşanmama en çok ailem üzüldü. İrlanda’da boşanmak tanınan bir şey değil. Ailemde tek boşanan kişi benim. Babam, resmen yıkıldı. Bizde ne olursa olsun evlilik devam eder.

“Kendimi Türk üzere hissediyorum. Buraya her geldiğimde meskenime gelmiş üzere hissediyorum. Türk vatandaşlığına müracaat yaptım. Evliyken nasip olmadı lakin artık tüm hukuksal evraklarımı teslim ettim. Neden 2 sene sonra konuştum? Aslında hiç açıklama yapmayı sevmiyorum. Hakkımda çıkan abartılı haberlerden ötürü konuşmak istedim. Tüm açıklığıyla içimi döktüm.”

Sesinizin iyi olduğu biliniyor. Albüm yapma ihtimaliniz var mı?
– Evet, olabilir. Hoş bir teklif gelirse niçin olmasın. Ben modelim. Sinemada de oynadım. Mesela ocak ayında Amerika’da oyunculuk eğitimi alacağım.Türkiye’de bir iş planınız var mı?
– Yakın vakitte kendi kozmetik markamı çıkarıyorum. İlla modellik yapmak zorunda değilim. İş bayanı olmak istiyorum.