Hayli yorucu bir günün akabinde gece 23.00 üzere vardık Amasya’ya. Daha adım atar atmaz kentin gece ışıkları beni resmen kendine âşık etti. “Bir kentin hem gecesi hem gündüzünü görmezseniz bir şeyler eksik kalır” denir ya, işte Amasya tam olarak bu türlü bir yer. Yeşilırmak kıyısındaki Yalıboyu meskenleri, arkasında Pontus Kral Mezarları, tam zirvede Harşena Dağı üzerindeki Amasya Kalesi gecenin karanlığında masmavi ışıklar içinde sıralanmış, “Yarın bize gel” diyor resmen. Yol arkadaşım çok yorgun olmasa o sokakları birkaç saat arşınlamadan asla otele girmezdim.
Yeniden de Çakallar Seyir Tepesi’ne çıkıp Amasya’yı seyretme planını ertelemedim. Zira bir Çakallar Tepesi’dir gidiyor Amasya deyince. Lakin heyhat! Navigasyona Çakallar Zirvesi diye girdik lakin zirve yerine bizi kafelere, tuhaf tuhaf yerlere yönlendirdi. Meşhur doruğa Amasya’da yaşayan biriyle de çıkmayı denedik fakat boşuna.
Müellifimiz Bahar Gündoğdu, Ferhat’ın Sevimli için açtığı su kanalında.
Her yer görünüm
Özetle; ben deneyip vakit kaybettim, siz “Tepeyi bulacağım” diye uğraşmayın. Zira çıkamayacaksınız. Kentin görünümünü pek çok yerden görebilirsiniz. Allem edip kallem edip bir görüntü noktası bularak tadını çıkardık biz de. Gece kısa bir seyir macerasından sonra sabah da erkenden tıpkı hevesle uyanıp attım kendimi sokağa. Sabah serinliğinde kalabalıklardan kurtulur, rahat rahat fotoğraf çekerim diye düşünmüştüm ancak birçok kişi de benim üzere düşünüp kendini sokağa atmıştı. Coğrafya kitaplarından aşina olduğum Yeşilırmak, Amasya’yı ikiye bölüyor. Bu sebepten üstündeki köprülerden bir o yana, bir bu yana geçip kendinizi fotoğraf çılgınlığına kaptırmanız işten bile değil. Ben kapıldım mesela. Fotoğrafa doyduktan sonra gözüme kentin pek çok yerinden görülebilen kaya mezarları takıldı. Mezarlar Yalıboyu konutlarının ardındaki Harşema Dağı’nın eteklerinde.
Kral mezarları
Mezarlara gitmek için Yalı Sokak üzerinden yürümeye başladım. Yalıboyu konutlarının ortasından ve tren raylarının altından geçerek merdivenleri tırmandım. Ben merdivenleri tırmanırken bir küme insan da iniyordu. Dönenlerden birinin yanımdan geçerken “Sabah sabah yaptığım en saçma şeydi bu taşlara gelmek. Büsbütün vakit kaybı” dediğini duydum ve çok şaşırdım. ‘Demek ki öncelikler ne kadar farklı’ diye geçirdim içimden. Benim görmek için meczup olduğum bu tarihi anıtlar bir diğeri için vakit kaybı. Kral Kaya Mezarları, MÖ 302’de Pontus Hükümdarı I. Mithridates tarafından yaptırılmış. ‘Bir vakitler bu merdivenleri tıpkı hevesle tırmanan beşerler yaşamış burada.
Yalıboyu meskenleri
Onların bastığı yere basmak, onların elleriyle yaptığı anıtlara dokunmak ve o atmosferi yaşamak onlarla bir bağ kurmak gibi’ diye geçirdim içimden. Merdivenler bittiğinde kapıda giriş fiyatı ödemeniz gerekiyor. Pek çok insan fiyatlı olduğunu görünce girmekten vazgeçiyor. Şayet girmeyecekseniz o kadar merdiveni boşuna çıkmayın diye yazıyorum bunları. Müze Kart geçerli değil. Sağ tarafa giderseniz bir kafeye, sola giderseniz Pontus Kralları’nın anıt mezarlarına ulaşıyorsunuz. Harika Amasya görüntüsü da uğraşı.
Oda üzere mezarlar
Daha evvel öteki medeniyetlere ilişkin pek çok kaya mezarı görmüş olan ben, buradakileri görünce çok şaşırdım. Mezarların ardını da eksiksiz oyup dağdan ayırmışlar. Bir oda üzere olmuş tam. Pontus hükümdarları öldükten sonra dirileceklerine inandıkları için böylesine ihtişamlı mezarlar yapmışlar. Geriye yalnızca beş tane kalan kaya mezarlarının en büyüğü, birebir vakitte en uzaktaki lakin onun içine girilemiyor. Kaya mezarlarını haftanın her günü sabah 09.00 ile akşam 19.00 ortası gezebilirsiniz.
Ferhat ile Tatlı
Bir aşk masalının izleri
Yalıboyu konutlarına döndüğümüzde sokakların, ikramlık satan dükkânların ve bizim üzere gezentilerden oluşan kalabalığın cümbüş havasına katıldık. Beni bekleyen sürpriz ise tüm müzelerin kapalı olmasıydı. Pazartesi de değildi üstelik. Neden olduğunu da öğrenemedim. Ben gezemedim ancak Amasya Müzesi, Hazeranlar Konağı Müze Meskeni, Minyatür Amasya Müzesi gezebileceğiniz müzeler ortasında. Bu türlü olunca bana da adım adım gezmek kaldı kenti. Evvel Yalıboyu konutlarının karşısına geçtim. Buradan Yeşilırmak’ın kıyısına dizili konutların görüntüsü şahane. Fotoğraf bölgeniz genelde Sofular Mahallesi ve Yalıboyu meskenleri civarında olacak zati.
Figani Sokak da şahane bir fotoğraf köşesi. Bu tatlı meskenlerin ortasından gözüken kaya mezarının manzarası epeyce etkileyici. Amasya’da her yeri yürüyerek gezebilirsiniz. Araçla gidilecek tek yer, 10 dakika uzaklıktaki Ferhat ile Hoş Müzesi. Bir dağın zirvesinde Ferhat ile Tatlı sonsuzluğa kanat açmış bir biçimde ziyaretçilerini selamlıyor. Müze kısmının giriş fiyatı 5 lira. Müze Kart geçmiyor. Alanda kime sorsanız gösterecekleri Ferhat’ın Tatlı için açtığı su kanalını görmeden dönerseniz çok üzülürsünüz.
Ölümsüzleşen bir aşk öyküsünün kanıtlarını izleyebileceğiniz seçkin yerlerden biri. Ferhat’ın vurduğu her kazma darbesini görebiliyor, o kanalda yürüyebiliyor ve dokunabiliyorsunuz. Süper bir an değil de ne! Uzun müddettir kazasız belasız, kaybolup perişan olmadan gezebildiğim seçkin yerlerden olan Amasya seyahatinin artık sonuna gelmiştim. Borabay Gölü’ne de kesinlikle gitmem gerektiği söylendi lakin orayı bir diğer vakte ertelemek zorunda kaldım. Sizin listenizde olsun. Ben nasılsa yeniden gideceğim dünyanın en hoş kentlerinden biri olan Amasya’ya.
Hürriyet
