Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şûrası’na katıldı. Burada yaptığı konuşmada ulusal elektrikli lokomotifin üretileceği muştusunu veren Erdoğan, “Osmanlı’dan ve Cumhuriyet’in birinci yıllarından kalan demir yolu ağlarımız uzunca bir mühlet ihmal edilmişti. Neredeyse hiçbir geliştirme ve ek yapılmadan teslim aldığımız 12 bin 803 kilometre demiryolu ağımızı baştan sona büsbütün yeniledik. Mevcut sınırlardaki sinyalizasyon ve elektrikasyon çalışmalarında kıymetli uzaklık kat ettik. Ülkemizde birinci kez yüksek süratli tren sınırlarını inşa ettik ve işletmeye açtık. Hala 3 bin 500 kilometre uzunluğa sahip yeni demir yolu çizgilerimizin inşası sürüyor. Yüksek süratli tren çizgilerinde Ankara-Sivas kısmını yakında açıyoruz. Öbür pek çok güzergahta da çalışmalar süratle devam ediyor. Bakü, Tiflis, Kars demiryolu sınırı sayesinde Batı Avrupa’dan uzak Asya’nın en ucuna kadar kesintisiz tren seferi yapılabilmesini mümkün hale getirdik. Marmaray’ın da entegre olduğu bu sınır global ticaret ağlarında yeni ve kıymetli bir alternatif olarak giderek daha öne çıkmaktadır” dedi.
PROTOTİP ÜRETİM SAFHASI
Milletlerarası ve ulusal demir yolu ağlarının yanında, kent içi ulaşımında da raylı sistemleri süratle geliştirdiklerinin altını çizen Erdoğan, “Halihazırda 12 kentimizde 811 kilometrenin üzerinde kent içi raylı sistemi faaliyet gösterirken, 7 kentimizde 185 kilometre uzunluğa sahip raylı sistemin inşası devam ediyor. Bu hoş gelişmeleri demir yolu sanayimizde yaptığımız yatırımlarla bir adım daha öteye taşıyoruz. Raylı sistem araçları üreten firmalarımızı tek bir çatı altında toplayarak kıymetli bir atılım yaptık. Ulusal elektrikli tren setimizi geliştirdik. Önümüzdeki yıl ulusal elektrikli lokomotifimizin üretimine başlıyoruz. Süratli tren dizaynını tamamladık, prototip üretimi safhasındayız. Tıpkı biçimde metro, banliyö, tramvayda da üretebilecek hale gelmek üzereyiz” diye konuştu.
Deniz taşımacılığındaki en büyük projelerinin ise Kanal İstanbul olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu sözleri kullandı:
KANAL İSTANBUL PROJESİ
“İstanbul Boğazı’nın, artık artan yük ve yolcu trafiğini taşıyamaz hale geldiği, kıyılarımızın daima tehdit altında olduğu gerçeği bizi bu türlü bir alternatif arayışına yöneltmiştir. Yaklaşık 10 yıl evvel gündeme getirdiğimiz Kanal İstanbul enine uzunluğuna konuşulmuş, tartışılmış, gereken hazırlıkları yapılmış ve nihayet fiilen uygulanma etabına gelmiştir. Sazlıdere Köprüsü, Kanal İstanbul’un birinci somut adımıdır. Bunu, ihalesi ve yer teslimi yapılarak inşasına başlanan Halkalı Kapıkule Demiryolu Köprüsü izlemiştir. Proje kapsamındaki öbür işleri de aşikâr bir plan dahilinde bu halde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Kanalın kazısına da programdaki plana nazaran başlayacağız.”
‘FIRSATLARI GENİŞLETMEK İSTİYORUZ’
BİR vizyon, bir maksat olarak tabir ettikleri başlıkların birçoklarının, bugün tamamlanmış projeler olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, şunları söyledi: “Geçen 19 yılda kurduğumuz güçlü demokrasi ve kalkınma altyapısı, tekrar inşa sürecine giren global idare ve iktisat sisteminde hedeflediğimiz yere varmak konusunda bize büyük avantaj sağlıyor. Salgın periyodunda bu fiziki altyapının ve insan gücünün kıymetini ve muvaffakiyetini sıhhat hizmetlerinde daima birlikte gördük. Artık üretim ve lojistik konusunda birebir tabloyla karşı karşıyayız. Hem mevcut altyapımızı en verimli formda kullanarak, hem yeni yatırımlarla bunu daha da geliştirerek önümüzdeki fırsatları kıymetlendirmekte kararlıyız. Türkiye’yi hala eski haliyle hatırlayanlara elimizdeki imkanları göstererek iş birliği fırsatlarını genişletmek istiyoruz. Bizim öbür pek çok ancak pek çok ülkeden farkımız, yalnızca kendimiz kazanmanın değil, birlikte kazanmanın peşinde olmamızdır. Afrika’dan Asya’ya kadar tüm coğrafyalarda dostlarımıza daima bu teklifle gidiyor, adımlarımızı da daima bu anlayışla atıyoruz.”
‘UÇAKLARIMIZ 127 ÜLKEYE UÇUYOR’
TÜRKİYE’nin en büyük atılımları yaptığı alanlardan birinin de havayolu nakliyeciliği olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Bulunduğu coğrafya itibariyle doğunun ve batının, kuzeyin ve güneyin yani insan ve yük nakliyatının en ağır olduğu sınırların merkezinde yer alan Türkiye’yi potansiyeline uygun bir havayolu altyapısına kavuşturduk. Yurtiçinde, burası kıymetli havalimanı sayımızı 26’dan 56’ya çıkardık. Hala inşası devam edenlerle havalimanı sayımız yakında 61’e ulaşacak. Yurt dışı uçuşlarımızın sayısını 50 ülke ve 60 noktadan 127 ülke ve 329 noktaya yükselttik. Yaklaşık üç yıldır hizmette olan İstanbul Havalimanımız dünyanın en uygunları ortasında 2’nci sırada, Avrupa’da en ağır havalimanı sıralamasında birinci sırada yer alıyor. Şimdilik 90 milyon kapasiteye sahip bulunan lakin bunu 200 milyona kadar yükseltme imkanı olan İstanbul Havalimanı’mız Türkiye’nin büyük vizyonunun sembollerinden biri haline gelmiştir. Türk Hava Yolları da dünyanın en iyi hava yolu şirketleri ortasındaki yerini daima yükselterek tepeye oynuyor.”
‘UYDULARIMIZI ÜRETME VE FIRLATMA AŞAMASINDAYIZ’
ULAŞIM projelerinin artık ayrılmaz bir modülü haline gelen haberleşme yatırımlarında da çok büyük ilerlemeler sağladıklarını lisana getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi uydularımızı üretme ve fırlatma evresine gelmiş olmamız, bu alanda kat ettiğimiz aranın en somut örneğidir. Geniş bant internetten fiber çizgilere, taşınabilir aboneden operatör tarifelerine kadar irtibatın her alanında kurumlarımıza ve halkımıza verdiğimiz hizmetin standardını yükseltiyoruz. Hedefimiz, bilişim teknolojilerinde tüketen, takip eden değil, geliştiren, istikamet veren, üreten pozisyonuna geçmektir. Bunun için 5G başta olmak üzere geleceğin teknolojilerindeki ulusallık ve yerlilik oranlarını yükseltmenin uğraşı içindeyiz. Dijitalleşmenin öteki alanlarda birlikte ulaşımın her kesiminde giderek daha çok ehemmiyet kazandığı bir devirden geçiyoruz. Vakitten yakıta kadar her mevzuda avantaj ve tasarruf sağlayan akıllı ulaşım sistemlerini süratle yaygınlaştırmakta kararlıyız. Hazırladığımız strateji ve aksiyon planlarıyla tüm bu maksatlara gerçek adım adım ilerliyoruz” diye konuştu.
Hürriyet
