1- Beşiktaş’ta teknik yönetici Lider Karaveli’nin yerine Valerien İsmael ya da Andriy Shevchenko’nun getirileceği konuşuluyor. Siyah beyazlılarda bu türlü bir değişime hakikaten gerek var mı ve bu teknik adamlar gerçek isimler mi?
UĞUR MELEKE: 3’Ü DE BENZERİ ŞEYi YAPTI
Her 3 ekip da teknik adam değişikliği yaparken, emsal görüşteydim. Dönem tazeydi. Önlerinde ikişer üçer maksat vardı. Farke boşta, Bilic boşta, Buruk boşta. Süreksiz teknik adam getirmek için bence makûs zamanlamaydı. Lakin nedense büyük kadrolar benzeri kararlar aldılar. Ben 3 büyüğün en yüksek maaşı teknik adama vermesi taraftarıyım. Bu Pinheiro ve İsmael üzere isimleri Beşiktaş’a kim öneriyorsa, bence siyah beyazlı kulübün büyüklüğünden habersizdir. Beşiktaş tarih boyunca daha iyi teknik adamlara cazip gelmiş ve gelecek bir kulüptür. Bu ortada bir not: Pinheiro’nun Estoril’i, Portekiz Ligi’nde Gil Vicente ve Guimaraes üzere ekiplerin gerisinde.
GÜNTEKiN ONAY: iKiSi DE YANLIŞSIZ iSiM DEĞiL
Shevchenko Genoa’da çok başarısız oldu ve misyonuna son verildi. İsmael’in de Lask dışında bir başarısı, devamlılığı yok. Ayrıyeten büyük grup deneyimine de sahip değil. Bu 2 ismin yanlışsız olmadığını düşünüyorum. Başkan Karaveli ise takımın gücünü optimum biçimde kullanamıyor.
MEHMET ARSLAN: DEĞiŞiKLiK GEREKiYOR
Lider Karaveli üretken, saygıdeğer bir teknik adam. Onun varlığı ve futbolumuzun pek de alışık olmadığı telaffuzları lige düzey ve kalite kattı. Ancak ben yeniden de Beşiktaş’ta bir değişimi gerekli görüyorum. Daha taktisyen, bu düzeylerde hocalık yapmış ve daha yarışmacı bir teknik adama muhtaçlığı olduğunu düşünüyorum Beşiktaş’ın. İşin doğrusu Ceyhun Kazancı’nın da teknik yönetici seçimi konusunda yanlışsız tercih yapacağından kuşkum yok.
2- Galatasaray, Barcelona maçları ortası sonrası eski imajına döndü üzere. Gaziantep deplasmanında yeniden etkisizlerdi. Teknik yönetici Torrent’in Gaziantep karşısında alana çıkardığı birinci 11 ve değişiklik seçimleri sizce yerinde miydi?
UĞUR MELEKE: BERKAN-TAYLAN FAKTÖRÜ
Torrent’in 11 günde oynadıkları 4 maçı bir ortada ele alması olağan. Perşembe-pazartesi-perşembe-pazar oynuyorsunuz, bu süreci 12-13 adamla götüremezsiniz; daha fazlasına gereksiniminiz var. O yüzden de beklerini, forvetlerini döndürmeye çalıştı, buraya kadar her şey doğal. Lakin Terim’in sonunu getiren ayrıntı, Torrent’in de getirebilir: Barça üzere, Marsilya üzere topu isteyen kadrolara karşı Berkan-Taylan işlevsel. Top sizdeyse mana yitiriyorlar. Ligde size daha farklı bir orta saha modeli gerek.
MEHMET ARSLAN: ÖLÇÜ BARCELONA MAÇIYDI
Galatasaray ligde ve kupada tüm savını kaybetti. Hasebiyle Barcelona maçına inanılmaz ölçüde motive oldular. Avrupa kupası maçları Galatasaray’ın gerçek kapasitesini ortaya çıkardı. Şiddetli bir müsabakadan sonra tekrar lige dönmek, üstelik tezinizin kalmadığı bir lige dönmek kolay bir durum değil. Galatasaray bu zorluğu yaşadı. Şayet Torrent’in teknik adamlığı sorgulanacaksa, bu karşılaşma bir ölçü değil. Ölçü Barça maçıydı ve bence çok da başarılıydı.
GÜNTEKiN ONAY: DiRENCi ARTIRMALIYDI
Torrent fizikî ve mental olarak yorgun ekibi böylesine sıkıntı bir deplasmanda daha fazla rotasyonla alana sürmeli ve direnci artırmalıydı. Bilhassa orta sahanın ayakta kalamadığını ve ikili çabaları kaybettiğini net bir formda gördük. Ayrıyeten Morutan mutlaka bu düzeyin oyuncusu değil ve gereğinden çok fazla müddet aldı.
3- Herkes İsmail Kartal’a ‘geçici’ gözüyle bakıyor lakin kadronun oynadığı futbol ve istatistikler güya öteki bir şey söylüyor. Siz ne dersiniz, Kartal Fenerbahçe’nin başında kalıcı olmalı mı?
UĞUR MELEKE: SORUN 3’LÜ SAVUNMA DEĞiLDi
Pereira vazifedeyken sıkça konuştuğumuz bahislerin başında Fenerbahçe’nin takımının derin ve kaliteli olduğu, Portekizli hocanın bu kümeden gerekli randımanı alamadığı geliyordu. Problem üçlü savunma değildi, Pereira’nın maç içinde kaideler ne olursa olsun, 80’de 3-0 geride olsa dahi formasyonu kutsal kitap zannetmesiydi. O gitti. Yerine yalnızca futbolu ve işini seven, kaliteli atlete düşman olmayan İsmail Kartal’ın gelmesi yetti. Daha güzelini getirebiliyorsanız, elbette getirmelisiniz. Lakin Pereira sınıfında bir hoca getirecekseniz değişim gereksiz.
MEHMET ARSLAN: İdare ANLAYIŞI DEĞiŞMELi
Dönem başından bu yana daima tıpkı şeyi söylüyorum; Fenerbahçe takım kalitesi olarak bu ligin en iyi kadrosu. Pereira devrinde yaratılan 3’lü savunma yapay krizi, teknik adamı itibarsızlaştırma operasyonu ve idarenin yanlışları kadrosu şampiyonluktan uzaklaştırdı. İsmail Kartal da kalsa, öteki bir teknik adam da gelse, şayet idare bu dönem yaptığı yanılgıları tekrarlamazsa Fenerbahçe önümüzdeki yıl şampiyonluğun en büyük adayı olacaktır. Bu değişimi evvel lider Ali Koç hayata geçirmeli. O; kriz üreten değil, kriz yöneten bir lidere dönüşmeli.
GÜNTEKiN ONAY: ŞU TABLOYA KiM ‘HAYIR’ DER?
Fenerbahçe’nin oynadığı futbolda çok bariz bir çıkış var. Bu da skorlara yansıyor. İsmail Kartal, yolunda gitmeyen çok şeyi değiştirdi. Protestolar, boş tribünler, kişiliksiz bir futboldan, kazanan, kazanırken keyif veren, rakipleri baskı altına alan, 10 şahısla bile mahkum oynamayan, tribünleri dolduran bir F.Bahçe inşa etti. Şu tabloya kim ‘Hayır’ diyebilir?
4- Arda Güler ile Emirhan İlkhan’ın Ümit Ulusal Takım’a çağrılmaması çok tartışıldı. Tolunay Kafkas, “U17’de onlara daha fazla muhtaçlığımız var” dedi. Kafkas’ın bu yaklaşımı ne kadar gerçek?
MEHMET ARSLAN: KARARA HÜRMET DUYULMALI
Biraz daha yerimiz olsa çok daha uzun yazardım. U17 ulusallar ya da Ümit ulusallar yarışmacı grup değildir. Bu ekipler üst yapıya oyuncu çıkarmak için varlar. Gayeleri budur ve ona nazaran faaliyet gösterir. Fakat biz bu grupların hocalarından oyuncu yetiştirmeyi değil, grubun başarılı olmasını talep ediyoruz. Hal bu türlü olunca Tolunay Hoca da kendinden bekleneni yapıyor. Kararına hürmet duymak gerekiyor. Benim fikrim ise net: Bu iki oyuncu yaş kümelerinden bir üst düzeyde oynamayı hak ediyor.
UĞUR MELEKE: U21’DE DiPTEYiZ
Erken yaşta yıldızlaşan futbolcuları ulusal kadroda yanlışsız pahalandırmak bir sanat nitekim. 2006’lı Enes Sali’yi Romanya A Ulusal Takımı’na aldılar mesela. Fakat Almanya da U21 forması giymemiş bir futbolcuyu A Ulusal Takım’a almamaya itina gösterir. Orada da hiyerarşiye değer verirler. Bu noktada ben Tolunay Kafkas’a hürmet duyuyorum. U21’de hiçbir bahtımız yok, kümede dipteyiz. U17 ve U19’da seçkin çeşit oynayacağız, turnuvaya gitme umudumuz var. Bu çocukların Avrupa şampiyonasına gitmeleri daha iyi olur elbette.
GÜNTEKiN ONAY: U17’DE FARK YARATIRLAR
Tolunay Kafkas’ın Arda Güler ve Emirhan İlkhan konusunda yaptığı açıklamalar tatmin edici. Yarışmacı grupta oynayıp muvaffakiyet kazanmaları daha değerliyse mantıklı. Ümit Ulusal Takım’ın kısa vadede değerli bir amacı kalmadı. U17 Ulusal Takımı’nda bu oyuncular kaliteleriyle o yaş kümesinde büyük fark yaratır.
5- A Ulusal Grup tarihi bir maça çıkacak. Bu maç için Kuntz’un Berkan, Taylan üzere isimleri daveti, Deniz Undav ve Ersin’i çağırmaması üzere birçok tartışma var. Siz nasıl buldunuz kadroyu?
UĞUR MELEKE: SiNAN 1.5 AYDIR OYNAMIYOR
Kuntz misyona birinci geldiğinde doğrusu biraz önyargılı yaklaştım; CV’si yetersiz görünüyordu, Türkiye Ulusal Takımı’nın başına daha iyi bir hoca getirebileceğimize inanıyordum. Kuntz için şimdi “Bir şey ispat etti” diyemeyiz lakin çok çalışkan ve iştahlı. Tüm futbolcuları yerinde izliyor, stat stat geziyor. Bu azmine hürmet duymamak imkansız. Yunus, Umut, Doğukan davetleri yerinde. Bence Deniz Undav da davet edilmeliydi, Deniz’in partneri Vanzeir’i Belçika Ulusal Grubu çağırdı çabucak mesela. Ayrıyeten Gent’te formasını kaybeden, bir buçuk aydır oynamayan Si
nan yerine Ersin’in davet edilmesi de daha uygun olurdu kanaatindeyim.
MEHMET ARSLAN: iNŞALLAH BEN MAHCUP OLURUM
Sokaktan 10 kişiyi çevirip sorsanız, 10’u da Portekiz’i eleyip akabinde İtalya’yı geçeceğimize inanmadığını söyler. Benim niyetlerim de bu tarafta. Ne yazık ki umutlu değilim. Evet, futbolun en hoş yanı; sonucun bilinmezliği. Şayet tek maç kelam konusu olsaydı o vakit daha umutlu olurdum. Ancak rakip bir değil, iki. Ve deve dişi üzere iki grup. İnşallah ben mahcup olurum. İnşallah ben yanılırım. Ve bu benim en hoş yanılgım olur.
GÜNTEKiN ONAY: ERSiN, ÜMiT MiLLi’DE OLMALI
Takımda sürprizler var. Galatasaray’da çok eleştirilen Berkan Kutlu ve Taylan Antalyalı’nın yanı sıra Sinan Bolat’ın da çağrılması bunlara örnek. Ersin Destanoğlu konusuna gelince… Uğurcan Çakır ve Altay Bayındır’ın performans olarak gerisinde ve 3’üncü kaleci olarak oturacağına Ümit Ulusal Takım’da oynaması daha akılcı. Deniz Undav iyi bir dönem geçiriyor ancak bu düzey için hazır mı? O da soru işareti.
6- Trabzonspor, kar altında oynanan maçta Rize’nin tarihi geri dönüşüne mani olamadı. Ulusal maç ortası sonrası da derbiye çıkacaklar. Sizce bir ritim düşüklüğü var mı başkanda?
UĞUR MELEKE: FARKLI OLMALI
Bu usul hava kaidelerinde oynamak da diğer bir spor üzere adeta. Bu havada ve bu yerde daha farklı 11’e ve farklı planlara gereksinim duyuyorsunuz. Daha çok havadan oynanıyor, daha çok çarpışma, daha çok serseri top kelam konusu. Bu koşullarda Anthony Nwakaeme ortalıktan kayboldu mesela. Bursaspor’un, şampiyon olduğu dönemde bu havada oynanan bir maçı, olağanda savunma oyuncusu olan Ömer Erdoğan’ı santrforda kullanarak kazandıklarını anımsıyorum. Tahminen de bu türlü enteresan fikirlere gereksinim olan bir karşılaşmaydı bu.
MEHMET ARSLAN: RiZE’Yi YABANA ATMAYIN
Dönemin bitmesine 8-9 hafta varken şampiyonluğunuzu ilan ediyorsanız şayet, ritim düşüklüğü yaşamanız çok olağandır. Kaldı ki ben Trabzonspor’da bir ritim düşüklüğü olduğuna da inanmıyorum. Rizespor son derece başarılı ve tesirli bir grup. Puan cetvelinde bulunduğu yer kimseyi yanıltmasın. Yaşadıkları hakem talihsizlikleri olmasaydı şayet çok daha üstlerde kendilerine yer bulabilirlerdi. Küme düşme tehlikesi yaşayan bir takım karşısında, değil Trabzonspor, kim olsa tıpkı sonucu alabilirdi.
GÜNTEKiN ONAY: DÜŞÜŞ YAŞAMASI OLAĞAN
Bu kadar büyük bir puan farkıyla önder olup bilhassa deplasman maçlarında bir düşüş yaşanmasını doğal karşılıyorum. Rizespor deplasmanında Anthony Nwakaeme dönemin en makus futbolunu oynadı ve bu da kadronun atak gücünü olumsuz etkiledi. Ayrıyeten orta alanda Marek Hamsik ve savunmada Vitor Hugo’yu da ziyadesiyle arıyor Trabzonspor.
Hürriyet
