Trabzonspor – Fenerbahçe maçı öncesi Selahattin Baki’nin Beyaz TV’ye yaptığı açıklamalar şu biçimde:
“Hem Fenerbahçeliler hem Trabzonsporlular hem de öteki futbolseverler için değerli maçlardan bir tanesi. Fenerbahçe ve Trabzonspor’u takip etmeyenlerin bile heyecanla televizyon başında olacağı bir maç. Ezeli rekabette tekrar dönüm noktasında ve tekrar baş kafayayız. Daima Trabzon’a dek geliyoruz. Biz ne vakit iyi olsak, onlar da iyi oluyor. Rakibimize hürmet duyarak lakin hiç çekinmeden geldik. Kazanmak için çıkacağız, oynayacağız. İyisi olsun.”
KADRONUN SON DURUMU HAKKINDA
“Hiçbir zahmetimiz yok. Her şey yerli yerinde. Alışılmış ki ulusal grupta hem sevindiğimiz hem üzüldüğümüz ayrıntılar oldu. Serdar Dursun’u ruhsal ve fizikî olarak kazandığımız bir devirde Serdar Aziz de maalesef bir talihsizlik yaşadık. Onun haricinde ulusal ekipten öteki gelen oyuncularımızda çok büyük bir sorun yok. Artık dediğimiz üzere eldeki kalan sağlarla buraya kol kola son derece umutlu, izleyenlere de hoş bir futbol seyrettirmek ve Fenerbahçe topluluğuna da bir galibiyet ikram etmek üzere geldik.”
MESUT ÖZİL AÇIKLAMASI
“Mesut zati buraya çok isteyerek ve keyifli geldi. 1.5 sene yanlışsız dürüst top oynamadan geldi, bu türlü durumlarda dünya starı olsan da ritim kaybettiğin vakit maalesef performansın geriye gidiyor. Kendisini yavaş yavaş toparlıyor. Kendisiyle alakalı çok fazla algı yapılıyor. Çok iyi bir profesyonel, bunları kâle bile almadığını söyleyebilirim. Hocası kendisine misyon verdiği takdirde kilit bir rol oynar. Herhalde yalnızca spor kulübü tarihinde ‘sporcusu nitekim serum yedi mi? Nitekim hasta mı?’ bunu ispatlamak zorunda kalan tek spor topluluğu bizdik.”
MAÇIN HAKEM ALİ ŞANSALAN HAKKINDA
“Ben artık Türk futbolunda pek bir şeye şaşırmıyorum. Geçtiğimiz günlerde liderimizin bir konuşması oldu, birtakım rakiplerimizi eleştirdik. Maçtan evvel toplulukları geren, ortamı geren, sokağı geren bu çok kıymetli. Palavra yanlış algı operasyonlarına biz girmeyeceğiz. Girmek zorunda kalırsak, elimizde somut bir şey varsa gireriz. Hakemle ilgili ferdî değil de genel bir yorum yaparım. Artık nitekim bütün rakipler, bütün ekipler, şampiyonluğa oynayan, küme düşmemeye oynayan, orta sıra hiç fark etmez. Herkes şikayetçi. Hasebiyle bu kadar kulübün haksız olması düşünülemez. Hakem topluluğunun artık kendilerini tekrar icat etmeleri gerekiyor. Bu sözün de altını çizmek istiyorum. Hakem atamalarından tutun, puanlamaya kadar, aldığı puanlardan tekrardan verildiği maçlara kadar, hatta liderimizin 2-3 yıldır söylediği tahminen bir piyango sistemi olabilir fakat bir şey yapmaları lazım. Toplanıp bir şey yapmaları lazım, kendileri bir şey icat etmeleri lazım. Maçın aslında kendi natürel tarihine uygun belirli gerginlikleri vardır, adamı ekstradan germeye gerek yok ancak bizim ondan beklentimiz tesir altında kalmadan gerçek gördüğünü çalıp, maçı en iyi formda yönetmesi. ‘Sahada ne görüyorsa onu çalması yeterli’ esasen onu bekliyoruz, öteki da bir şey beklemiyoruz. Kimsenin de farklı bir şey düşündüğünü beklemiyorum”
“TAKIMIN GİDİŞATINDAN MUTLUYUM. DAHA İYİ OLACAK”
“Yeni hoca yeni sistem. Bunlar çok klişe şeyler fakat biraz daha alışagelmişin dışından bir sistemle oynuyoruz. Biraz düştük, kalktık, vakit zaman hoş fragmanlar da verdik. Pas ve dinamik oyunu tutturduğumuz vakit. Oturacak, ben genel gidişattan mutluyum. Eleştirenlerin kaç tanesi hayatında 8 kupa kaldırmış, hocalık mesleğinde. Türkiye şöyle bir şey var, herkes bir şey biliyor ancak o bahsin başındaki hiçbir şey bilmiyor. Taraftarımızın dayanağını net aldık diyebilirim, aslında 7 yıllık duygusallık, agresiflik var. Vakit zaman çok duygusal tepkiler olabiliyor, olağandır. Bu sene bir maçta tatsızlık oldu fakat dikkat ederseniz, %10’una mal edebiliriz. Maç bittiğinde farklı bloklardan taraftar ekibi çağırdı, bağrına bastı. %90’da sorun yok diyorum. Hissiyatım bu istikamette aslında bugüne kadar o kadar büyük fedakarlık yapan taraftar kitlesi ki Fenerbahçe taraftarı ben de içlerinden geldiğim için çok iyi biliyorum. Ekstradan bir şey istemek de ayıp olur. Bu sene performanslarını devam ettirmelerini canıgönülden diliyorum. Bu yılki grubun taraftarla bilhassa iyi bir bağ kurduğunu düşünüyorum. Taraftarın gücü ile daha da yükselecek bir kadro olduğunu düşünüyorum. Olimpiakos maçı sonrası dayanak ekip için çok değerliydi.”
“YENİ TRANSFERLERİMİZ KATKI VERECEK”
“Max Meyer, Avrupa piyasasında 2-3 öncesine kadar üstün yetenekli diye lanse ediliyordu. Kendisi de itiraf ediyor, yanlış gruba gitti. Hoca ile gücü tutmadığı vakit oyuncunun performansı düşer. Dönem başı kampı görmeden geldi. Bir mühlete gereksinimi var fakat bence iyi olacak. Atmaya kıymet bir zardı, benim şahsi fikrim. Rossi Amerika’dan geldi. Buradaki lig çok daha fizikî ve eski ve kültürü, tutkusu farklı bir lig. Amerika’da 3-0 maç kaybedersin adamı tebrik ederler, çok iyi falan diye. Burada tam karşıtı bir ortam var. Alışıyor. Sessiz sedasız asistlerini yaptı, golünü de attı. O da oturacak. Berisha aslında biz onu aldığımız vakit birçok insan ‘nasıl bu adamı buraya getirdiniz, 23 yaşında’ Golcü bahtı diye de bir şey var. Ben bir gol atsın açılacak diyordum, attı da. Onun dışında profesyonellik, kendini vermek olarak, Fenerbahçe davasını sahiplenmiş olarak, çok iyi bir futbolcu aldığımızı düşünüyorum. Bu üç oyuncu da genç. En büyüğü Max Meyer, 25 yaşında. Olacaklar”
“FENERBAHÇE’NİN ŞİMDİ PENALTI KULLANMAMASI…”
“Art niyet var mı yok mu bilemeyiz lakin natürel birtakım arka niyet oluyor da, oturmuş bir kültür var. Bizim bu türlü bir periyodumuz daha vardı. 2 dönem mu, 3 dönem mu penaltı atmadık. 2 dönemdi galiba. Münasebetiyle bu türlü şeyler bizi buluyor. Daha 8. hafta ortalığı çok da yangın yerine çevirmemek gerekiyor fakat alışılmış dikkat etmekte de yarar var.”
“BİZE ADIM ATANA BİZ DE ATARIZ”
“Benim vazife alanımın dışında lakin şunu söyleyebilirim. İdareye birinci geldiğimiz vakit ne dedik; biz el uzatıyoruz, elimizi tutmak isteyen olursa arbede gürültüden uzak bir biçimde birbirimizin çıkarlarını kollayarak yol yürümemiz lazım dedik. Münasebetiyle o eli Galatasaray’da tutarsa, Beşiktaş’ta tutarsa ben söyleyeyim kulüpler artık batak durumdayız hepimiz. Rekabet çok hoş, orta sıra rekabetin getirdiği gerginlikler de çok hoş. Hepimiz de orta sıra bundan besleniyoruz. Taraftarın da güzeline gidiyor lakin bizim de artık, İngiltere, İspanya’daki üzere kapalı kapılar ardında kol kola girip en azından Türk futbolunun ekonomik çıtasını üste çekmemiz gerekiyor. Bize adım atana biz adım atarız diyorum.
“MAÇTAN UMUTLUYUM, SKOR İDDİAMI TELEFONUMA YAZDIM”
Başımda skor varsayımı var ancak bunu söylemeyeyim. Telefonuma not ettim. Maçtan sonra Vitor Pereira’ya göstereceğim diye. O da bilmiyor. Maçtan umutluyum lakin skor vermeyeyim.
“TRABZONSPOR ŞAMPİYONLUĞA ADAY”
Hakemlerle ilgili genel bir memnuniyetsizlik olduğunu söyledim. Bende de var. ‘Kendilerini yine icat etmeleri gerekiyor’ dedim. Şampiyonluk adayları, ben dönem başında da söylüyordum, Trabzon’u net bir aday olarak görüyorum diye. Öbür rakiplere hiçbir vakit saygısızlık yapmak istemem lakin ben kendi ekibim için konuşayım, biz şampiyonluğun en büyük adayıyız. Trabzon’u hocası, takımı, oynadıkları oyunla net bir aday olarak görüyorum. Maçı kazanan ya da kaybeden şampiyonluğu da kaybetmiş olmayacak lakin natürel ki bu türlü maçlar kıymetli ruhsal viraj oluyor. Alışılmış önümüz açılır.
‘ALTAY VE UĞURCAN TRABZON’DA TRİBÜNE ÇAĞIRILACAK’ ARGÜMANI HAKKINDA
İnşallah olur. İki tane pırıl pırıl Türk genci ay yıldız için alanda çarpışıyorlar. Bence çok iyi olur.
Hürriyet
