Son 50 yılda kaç Premier Lig oyuncusu Altın Top’u kazandı biliyor musunuz? 20? 15? 10? Tahminen inanamayacaksınız, lakin yanıt yalnızca 2! Son yarım yüzyılda bu itibarlı ödül Rus Ligi’ne gitti, Hollanda Ligi’ne gitti, tekraren Almanya ve İtalya’ya gitti. Fakat Altın Top’u 50 yıldır İngiltere’ye Michael Owen (2001) ve Cristiano Ronaldo (2008) dışında getiren olmadı. Dahası son 12 yıldır Altın Top, Barcelona ve Real Madrid hegemonyasında. Lakin benim hissim, o dönemin bu dönem olduğu istikametinde. Alışılmış ki, Lionel Messi’nin adaya gelişi bir kısayol manasına gelebilir. Fakat Premier Lig’de bu sene bundan daha fazlası var.
DEVLERİN AŞKI: LIVERPOOL – LEEDS
EVVELKI dönem İngiltere Championship’te tepe yarışı veren Leeds United Menajeri Marcelo Bielsa, sıradaki rakibi Stoke City’nin idman alanını gözetlemeye kalkınca adada kasırga kopmuştu. Bielsa kabahatini inkâr etmedi, hatta bunu daha evvel de denediğini itiraf etti. Adanın geneli bu davranışı etik bulmadı lakin Klopp, Bielsa hayranlığını da gizlemedi: “Evet, hepimiz Marcelo’nun yaptığının yanlış olduğunu biliyoruz. Fakat çalışma isteğine da hürmet duymamak imkansız.Bielsa gerçek bir rol model”
Bir müddet sonra Bielsa da bir basın toplantısında Klopp hayranlığını lisana getirince, İngiliz medyası ikili ortasında ‘bromance (erkek romantizmi)’ olduğunu duyuru etti! Bielsa, o sırada işleri makûs giden Liverpool’u şu sözlerle savunmuştu: “Evet bazen işler makus masraf lakin en iyi olduğunuzu biliyorsanız, toparlayacağınızı da bilirsiniz. Her periyodun bir en iyisi olur. Bu devrin de olağanüstüsü Liverpool. Hepimiz onları izliyoruz” Mukadderatın bu iki hocayı Premier Lig’in birinci haftasında karşı karşıya getirmesi de herhalde biz sporseverlerin talihi.
MESSI’NİN BIRINCI MAÇI OLABİLİR Mİ?: WOLVES – MANCHESTER CITY
Düşünsenize 21 Eylül Pazartesi akşamı saat 22’de, Batı Midlands’taki Molineux Stadyumu’nun çimlerine gerçek Lionel Messi ve Adama Traore bir ortada yürüyorlar. Hayali bile hoş… Bir müddettir İngiltere spor kamuoyunda (resmi olarak lisana getirilmese de) şöyle bir inanış var: Premier Lig’de parlayan bir oyuncunun bir sonraki adımı Real Madrid yahut Barcelona olur. Hatta bir oyuncunun düzeyini tartıştıklarında onu Real-Barcelona ayarında olup olmamakla değerlendiriyorlar. Elbette haksız da sayılmazlar, son 10 yılda Alton Top’ların 10’unu, Şampiyonlar Ligi kupalarının da 6’sını bu iki kulüp kazandı. Lakin 2010’lardaki bu Real-Barcelona hegemonyasının 2020’lerle birlikte sonunun gelebileceğini, en azından bu onyılda mükafatların istikrarlı dağılacağını iddia etmek, kehanet sayılmaz. Hele ki, bence futbol tarihinin en büyüğü olan Messi, adaya gelirse…
İKİ KUPALI ÇIRAK: ARSENAL – SHEFFIELD UNITED
MİKEL Arteta, Arsenal’ın başına geldiğinde (ben dahil) birçoğumuz bu görevlendirmeye kuşkuyla baksak da; 8 ayda kazanılan iki kupa, 38 yaşındaki İspanyol’a büyük sükse kazandırmış durumda. Olağan ki Aubameyang bu iki kupanın yarısını koparıp meskene vitrine koysa bir şey diyemezsiniz, ancak birebir ‘Auba’, Emery’nin kadrosunda bu türlü bir fark yaratamıyordu, bu da bir gerçek. Arsenal taraftarını şu ortalar çok keyifli eden bir diğer ayrıntı da, genç oyuncuların gruba adaptasyonu konusunda ortaya konan gerçekçi irade.
Birebir Arsenal, 2014’te babasıyla bir arada tesislere gelmiş Coman’ı, 2016’da da kontratlı futbolcuları olan Gnabry’yi kaybetti. Ve bu iki adam bu dönem birlikte Şampiyonlar Ligi şampiyonu yaptılar Bayern’i. Lakin Arteta devrinde Bukayo Latife ve Nketiah’ın kadronun ana iskeletine yerleşmeleri, iyileştiğinde Martinelli’nin de oraya katılacağı umudu, savunma göbeğine yapılan 2001’li Saliba desteği değerli ataklar. Ve bu takımın 28 Eylül’de Liverpool, 3 Ekim’de de Sheffield’a karşı alacağı sonuçlar, muhtemelen bu yılki amaçları açısından belirleyici olacak.
11 AĞUSTOS’UN RÖVANŞI: MANCHESTER UNITED – CHELSEA
İKİ Premier Lig efsanesi Solskjaer ve Lampard, futbolculuk mesleklerinde sayısız kritik maçta rakip oldular. Fakat herhalde her ikisi de, geçen dönemin birinci haftasında antrenör olarak karşı karşıya geldikleri maçı unutamamışlardır. O gün maçın yorumcusu olarak da lisana getirmiştim: 4-0 kaybetmesine karşın Chelsea çok umut veren bir futbol oynamıştı ve iki grubun da Devler Ligi bileti alabilecek kapasiteleri hissediliyordu. Aldılar da. Hatta Chelsea bu dönem başında yaptığı sükseli transferlerle daha fazlasını da hedefleyebilir. 24 Ekim’de, Old Trafford çimlerine Ziyech, Werner, Chilwell, Thiago Silva ve tahminen de Havertz’in bir ortada çıkacağı saatleri iple çekiyoruz.
CENK TOSUN’UN DÖNÜŞÜ: LEICESTER – EVERTON
ÇAĞLAR esasen artık İngiltere’de herkesin çok hürmet duyduğu bir isim. İtiraf etmek gerekirse büyük bir kadroya transfer yapmamasına da ben üzülmedim, çünkü Leicester’da bir dönem daha nizamlı oynayarak gelişmesinin onun mesleği açısından daha gerçek olacağını düşünenlerdenim. Cenk’inse Everton günleri biraz şanssızdı doğrusu. Allardyce’ın futbolu harika sıkıcıydı. Marco Silva da kendi aldırdığı oyuncuları tercih etti. Lakin Cenk’le konuştum, Ancelotti ile kısa müddetli münasebetinin çok iyi olduğunu ve İtalyan hocanın kendisine hürmet duyduğunu söyledi. Umarız ki Cenk’in yüzde yüz sağlıklı bir biçimde Çağlar’ın konutuna konuk olacağı 15 Aralık 2020, bizim için heyecan verici bir güne dönüşecek.
Hürriyet
