Kuraklık, sel, dolu, fırtınalar ve çok sıcaklar son periyotta dünyada gitgide daha fazla tesirini gösteriyor. Elbet bunun en temel nedeni uzun yıllardır içinde bulunduğunuz iklim krizi. Evvelki yıllarda kendini orta sıra gösteren bu afetler artık hayatımızın bir kesimi oldu. Dünyanın son periyotta yaşadığı sıcaklık artışının Türkiye’de de tıpkı halde gerçekleştiğini belirten Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Lideri Adil Tek, “Ortalama sıcaklıktaki 1.5 derecelik artış tıpkı vakitte çok fazla alanda da kendisini gösteriyor” dedi.

ARTIŞ HIZLANIYOR

Artık kentlerin çok hava olayları tehlikesi ile de karşı karşıya olduğunu söyleyen Tek, “Çevremizde olan her şey birbiri ile net olarak temaslı. İklim olaylarını görmezden gelemeyiz. Yapılan ölçümlerde son 100 yılda İstanbul’un deniz düzeyinde 20 santimetrelik bir artış olduğunu görüyoruz. Üstelik deniz düzeyindeki yükselmenin suratı gitgide artıyor. Asıl tehlike bu ivmelenmenin hızlanması. Bu global bir sorun lakin yerelde her bölgede farklı tesirleri, ziyanları var” diye konuştu.

ALTYAPI ÇÖKEBİLİR

Bu artışın küçük bir düzey üzere görünse de beraberinde İstanbul için çok büyük maddi tesirlerinin de olacağını aktaran Tek, “Dev bir kentten ve bunun altyapı sistemlerinden bahsediyoruz. Şimdilik sorun yok üzere görünse de bu kentler için deniz düzeyindeki yükselme büyük bir tehlike. Altyapı sistemleri çöker. Daha sonra kentleri kazıp tekrar altyapı yapmak çok sıkıntı. Su kanallarını, kanalizasyonları değiştirmek maalesef çok büyük yatırımlar gerektiriyor. Bu milyarlarca dolarlık bir maliyet demek” sözlerini kullandı.

SICAK DALGALARI KENTLERİ KAVURUYOR

Son yıllarda kentlerde yaşanan çok sıcaklara da dikkat çeken Adil Tek, “Sıcak hava dalgaları beraberinde önemli sıhhat sorunlarını de getiriyor. Hem ekosistem hem de insan sıhhati için son derece tesirli olan bu sıcak hava dalgalarının şiddeti ve yaşanma sıklığı İstanbul’da her yıl daha fazla artıyor. İstatistiklerde bu olayların son yıllarda biriktiğini görebiliyoruz” biçiminde konuştu.

SU KALİTESİNİ KORUYALIM

Tatlı su kaynaklarının azalırken deniz suyu düzeyinin yükselmesinin birden fazla içme suyu kaynağı için risk oluşturduğunu tabir eden Adil Tek, su kalitesini korumak için tabiata ve ekosisteme daha fazla dikkat etmemiz gerektiğini ve gelecek kuşakları de düşümmemizin kaide olduğunu söylüyor.

DEV YATIRIMLARI ETKİLİYOR

İklim krizine bağlı olarak yaşanan deniz düzeyindeki yükselmenin kıyı şeritlerini tehdit ettiğini aktaran Adil Tek, “Bu birebir vakitte deniz kenarındaki büyün yatırımlar için de değerli bir etken. Şöyle düşünün, siz milyarlarca dolarlık bir yatırım yaparak bir liman inşa ediyorsunuz. Bu limanı 200-300 yıllık kullanım ömrü ile yapıyorsunuz. Lakin deniz düzeyi süratle yükselmeye başlıyor. Sizin limanınız fonksiyonunu kaybediyor. Yaptığınız milyarlarca dolar yatırım da çöpe gidiyor” dedi.

NE KADAR VERİMLİ TÜKETİYORSUN?

Evvelden dünyanın büyüme ile ilgili göstergelerinin güç istatistikleri ile ölçüldüğünü söyleyen Adil Tek, şöyle devam etti: “Ülkelerin gelişmişlik endeksi güç tüketimi ile paraleldi. En gelişmiş ülkeler en fazla tüketime sahipti. Ancak hangi güç kaynağının tüketildiği çok önemsenmezdi. Artık bu büsbütün değişti. Gelişmişlik endeksleri yine yazılıyor. Artık ne kadar verimli tükettiğin ve hangi kaynaktan beslendiğin değerli.”

Hürriyet