Kravat sözüne ismini veren ülkenin nüfusu bizdeki büyük kentlerden az; 4.5 milyon bile değil. Lakin turist sayısı nüfusunun üç katı. Dolu dolu bir tatil için aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir yer. Yemyeşil tabiattan ışıl ışıl kıyılara, tarihi yapılardan lezzet duraklarına kadar ne ararsanız var. Ülkenin başşehri bazılarının çok sevdiği, bazılarının çok sıkıcı bulduğu Zagreb. Ben çok sevenlerdenim, bilhassa de yılbaşı pazarlarının kurulduğu vakit. Ban Jelacic Meydanı kentin ana noktalarından biri. Tkalciceva Caddesi barları ve restoranlarıyla en hareketli yerlerden.

Ayrılanların müzesi

Yan yana dizilen onlarca kafeyle kentin gücünü yükselten bir öbür adres Mirka Bogovica Caddesi. Dolac Pazarı, Zagreb Katedrali, Markov Meydanı ve Aziz Mark Kilisesi gezilecekler listenizde olmalı. Zagreb’de sıradışı bir müze var. İsmi, Bitmiş İlgiler Müzesi. Dünyanın farklı yerlerinden birçok kişi biten bağlarına ilişkin nesneleri göndermiş, kıssalarını paylaşmışlar.

Emekli imparatorun kenti

Ülkede kesinlikle görülmesi gerekenler listesinin başına Plitvice Gölleri Ulusal Parkı’nı da ekleyin. Zagreb’e 2 saat uzaklıkta. 300 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İçinde irili ufaklı 16 göl var. Kışın kimileri donuyor ve harika imgeler sergiliyor. Şelalelerle birbirine bağlı irili ufaklı göllerin ortalarındaki parkurlarda yürüyüş yapılabiliyor. İçinde tekne çeşitleri düzenlenen büyük göller de var. Ülkemizden yapılan Balkan çeşitlerine eklenmediği için pek bilinmeyen bu bölgeyi görmenizi öneririm. Ulusal park ve göl etrafı için en az bir tam gün ayırmak gerek, biz bu defa başşehirden sonra direkt Split’e geçtik.

Hırvatistan’ın ikinci büyük kenti Split. Roma’nın eyaleti olan Dalmaçya’nın başşehri; ismi, o periyot Salona. MS 245 yılında, ileride Roma’ya imparator olacak Diocletianus bu kentte doğuyor. Üstelik de babası bir senatörün kölesi. Talihi onu imparatorluğa kadar götürüyor. Hem de Nikomedia’da imparator oluyor. Sonra da orayı Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki birinci başşehri yapıyor. Yani İzmit. Bu türlü bir karar vermesinin en değerli etkenlerinden biri, batıdaki Tuna ve doğudaki Fırat ırmaklarına eşit uzaklıkta olması. O devrin Asya ve Avrupa sonu. Roma kadar hoş bir kent yaratmak için eski binaların birçoklarını yıktırıp çok daha görkemlilerini yaptırıyor. O devrin dünyasındaki dördüncü büyük kent haline getiriyor Nikomedia’yı. Yıllar geçiyor, 305 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrılmaya karar veriyor. Kendi isteğiyle tahttan ayrılan birinci Roma İmparatoru olarak da tarihe geçiyor. Ve bu defa kendisine doğduğu topraklarda, Adriyatik Denizi kıyısındaki Salona’da, yani bugünkü Split’te bir emeklilik sarayı inşa ettiriyor. Saray bahçesinde zerzevat yetiştirerek hayatının son baharını geçiriyor. 316 yılında ölene kadar da Diocletianus Sarayı’nda yaşıyor.

Eski saray kullanılıyor

Kent 7’nci yüzyılda Avarlar ve Slavların gelişiyle Spalatum, yani Split ismini alıyor. Saray günümüzde bile Split’in ana cazibe merkezi. Lakin başınızdaki saraylardan farklı olarak surlar içinde kalsa da saray sonları içindeki kilise ve birtakım binalar artık de kullanılıyor. Eski Split nüfusunun büyük kısmını barındıran sarayı gezmek için İzmir’in Kordonboyu’nun Split versiyonu olan Splitska Riva kıyı yolu üzerindeki kemerli kapıdan geçmeniz kâfi. 1979’da UNESCO Dünya Kültür Mirası kabul edilen sarayın etrafında St. Dominius Katedrali, yeraltı odaları, çan kulesi, vaftizhanesi ve Stari Grad’ın giriş kapılarıyla Mısır’dan getirilmiş olan sfenks görülmeye paha.

Nasıl gidilir?

Hırvatistan 2013’ten beri AB ülkesi. Çok yakında Schengen ve Euro bölgesine katılacak. Şimdilik Schengen’in yanı sıra Hırvatistan vizesiyle gidilebiliyor. COVID-19’a karşı tam aşı için sertifika sunanlar, test ve karantina gerekliliklerinden muaf. Kesin doz, kalkıştan en az 14 gün evvel, fakat en fazla 270 gün evvel uygulanmış olmalı. Aşı yoksa son 72 saat içinde alınan negatif PCR testi isteniyor. Halka açık kapalı alanlarda, kapalı ortamlarda ve toplu taşıma araçlarında yüz maskeleri mecburî.

Kravat öyküsü…

Fransızca Hırvat manasına gelen ‘croate’ sözcüğünden türemiş ‘cravate’. Askerlerin, avcıların ve çiftçilerin kir ve soğuk havadan korunmak için kullandıkları bir aksesuarmış. 1600’lü yıllarda Hırvatların boynunda gördüğü bu aksesuarı beğenen Fransız hükümdarı sayesinde yaygınlaşmış. Vakitle rütbe göstergesi olmaya başlamış.

Tito burada kalıyordu

Biz konaklamak için ikonik otel Le Meridian Lav’ı tercih ettik. İkonik zira Tito bile özel günleri için bu otelde kalırmış. Adriyatik Denizi kıyısındaki 5 yıldızlı otelin 400 odası, 800 metrelik özel plajı ve kendine özel 100 yatın barınabileceği tam kapasiteli bir marinası var. Odanızda uyanıp terasınızdan masmavi Adriyatik sularında salınan tekneleri, suya vuran güneşin ışık oyunlarını ve çabucak altınızdaki berrak serin sulara nazır plajı görmek eşsiz hoşlukta.

Milletvekilinden seyahat teklifleri

Split Belediye Lideri Ivica Puljak ve milletvekili Marijana Puljak’la da tanıştık. Kendilerinden mahallî halkın tercih ettiği en hoş yerleri önermelerini istedim. İşte teklifleri:

SPLİT

Restoran: Corto Maltese, Dvor,

Nostromo, Konoba Varos

Plaj: Bacvice

Club: Central

Hotel: Le Meridian Lav, Hotel Park,

Radisson Blue, Hotel Cornaro

Bar: Fabrique, Boka Morra, Lvxor

ZAGREP

Restaurant: Noel

Hotel: Esplanade, Westin

Hürriyet