Harika Lig’de oyun tarifi dört başı mamur bir halde yapılabilecek, ne oynadığını net cümlelerle söz edebileceğiniz birkaç grup var. Bunlardan biri de Malatya. Bilhassa büyük gruplara karşı çok zorluk çıkarabilen bir oyun anlayışı ve futbolcu kümesine sahipler. Kompakt duruyorlar, ikili uğraşlarda sertler, topu size bıraksalar da şemalarına sadık oldukları için boşluk bırakmıyorlar. Yerden oynayan rakiplerini kolaylıkla bozup havadan oyuna zorluyorlar ki bu da onların kıymetli bir sırrı: Çünkü Üstün Lig’de maçı başına 20,1 hava topu karıyla en yakın rakiplerinin tam 4 puan önünde önderler.

ADEM iŞiNi iYi YAPIYOR 

Büyük ekipler üçüncü bölgede topu çaresizce dolaştırırken kayıp yaparlarsa, atağı tamamlayamazlarsa, Malatya seri atak geçişi de yapabilen bir takım. Bu geçişte anahtar adam Adem Büyük. Bir aydır alışık olduğumuz konumlarının dışında, derinde oyun kurucu olarak vazife yapıyor Adem. Çok da iyi yapıyor bu işi. Hatta şunu da rahatlıkla söyleyebilirim: Galatasaray’ın bu yılki üç santrforunun hiçbiri Adem’in yaptığı katkıyı yapamadı grubuna. Dün o çıktıktan sonra Malatya’nın çıkışlarda zorlandığını söyleyebiliriz rahatlıkla.

FUTBOLUN 100 YILLIK KURALI

Dün 88 dakika boyunca Galatasaray topa sahip oldu ancak oyuna hükmetti mi, işte onu sav etmek güç. Üstelik bu maçın neredeyse birebiri, yalnızca 12 gün evvel Türkiye Kupası’nda oynanmış; Malatya oyunu yeniden 90 dakika boyunca kilitlemiş ve maçı uzatmaya götürmüştü. Yani kupadaki o maçı dikkatle izleyen birisi, dün o karşılaşmanın tekrarının yayınladığını düşünebilir inanın!

Futbolun yüzyıllık bir kuralı: Bu usul sıkışan maçların bir duran topla ya da uzaktan bir şutla açılması. Dün Galatasaray’ın attığı 10 şutun 8’inin ceza alanı dışından olması da biraz bu yüzden. 88’de Babel’in denemesi tahminen çok iyi bir şut değildi fakat gerçek denemeydi. Maçı da o hakikat deneme kazandı aslında.

Hürriyet