İçinde bulunduğumuz salgın devrinde dünya bir sefer daha sürdürülebilir ekonomik siyasetlerin ve duru etrafın kıymetini anladı. Sürdürülebilir ekonomik çalışmalar salgından minimum seviyede etkilenirken havası kirli olan kentlerde salgın daha fazla illete yol açtı. Arı ve yenilenebilir gücün dünyaya sağladığı ekonomik yararın ziyadesiyle anlaşıldığı bu periyotta memleketler ekonomik kalkınmayı sürdürebilmek için neredeyse tüm dallara finansman kaynağı sağladı. Energy Policy Tracker tarafından yapılan araştırmaya nazaran G20 memleketleri salgının başlamasından bu yana açıkladığı paketlerle fosil yakıtlara 151 milyar dolar, saf güç teknolojilerine ise 89 milyar dolar finansman taahhüdünde bulundu.

TOPARLANMA VE DÖNÜŞÜM

Aralarında Memleketler arası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (International Institute for Sustainable Development, IISD), Columbia Üniversitesi ve Stockholm Etraf Enstitüsü’nün (Stockholm Environment Institute, SEI) de bulunduğu 14 kurumun çalışmasına nazaran fosil yakıtlara aktarılan finansmanın sadece yüzde 20’sinin iklim amacı belirlemek yahut kirlilik azaltım planlarını hayata geçirmek üzere yeşil koşullara tabi tutuluyor. G20 memleketlerinin maliye bakanlarının 18-19 Temmuz tarihleri arasında bir araya gelmelerine günler kala sunulan rapordaki doneler, mevcut kurtarma paketlerinin, dünya önderlerinin sıklıkla vurgu yaptığı yeşil kurtarma prensiplerine muhalif olarak geliştirildiğini gösteriyor. Milletlerarası Güç Ajansı (International Energy Agency, IEA) Yöneticisi Dr. Fatih Birol da ekonomik toparlanma ve güç dönüşümünün birlikte ele alınması gerekliliğini belirtiyor.

TÜRKİYE’DEN 3 MİLYAR $

Güç Siyasetleri Takibi’ne nazaran Türkiye’de de 3 milyar dolarlık bir kaynağın fosil kaynak ağır yatırımlara yönlendirildiği belirtiliyor. Ekonomist Bengisu Özenç, “Salgın yakın tarihte karşılaştığımız en büyük ekonomik bunalımın de ortaya çıkmasına sebep oldu. Buhran ortamında harekete geçirilen bu kaynaklar, gelecekte şiddetini artıracak sistemik bunalımları önlemek açısından değerli bir fırsat. Bunun için desteklerin sağlıklı, adil ve sürdürülebilir bir geleceği hedefleyen bir ekonomik toparlanma çerçevesinde ele alınması gerekli. Türkiye’nin de bu fırsatları yakalayabilmesi için, destek paketlerinde yenilenebilir güç ve güç verimliliği üzere düşük karbonlu güç dönüşümü ortamlarını önceliklendirmesi gerekiyor” diye konuştu.

RÜZGÂR VE GÜNEŞE 16 MİLYAR DOLAR

Koronavirüsün yarattığı bunalımdan güç dönüşümünün hızlanmasıyla çıkılacağını söyleyen Columbia Üniversitesi Milletlerarası ve Kamusal Bağlar Profesörü Dr. Tom Moerenhout, “Bu fırsatı kaçırmamız ve 2008’de olduğu üzere ekonomik iyileştirme fonlarını fosil yakıt sanayisine aktarmaya başlamamız durumunda, gezegenimizin yükselen ısısı geri dönülmez seviyeye ulaşacak. Doneler, bugüne kadar saf güç teknolojilerine taahhüt edilen desteğin 89 milyar doları fiyatında olduğunu gösteriyor. Lakin güneş ve rüzgâr üzere koşulsuz olarak isimlendirilen saf güç desteklerine yönelik taahhüt edilen ölçü sadece 16 milyar dolar” diyor.

DAHA FAZLA EFOR

Dünyada uzun soluklu girişimlerin devam ettiğini belirten Global Etraf Stratejileri Enstitüsü (Institute for Küresel Environmental Strategies, IGES) Baş Koordinatörü Dr. Satoshi Kojima da “Çin, Almanya, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve İngiltere’nin uzun soluklu ve nitelikli yeşil işler sağlayan yeşil kurtarma siyasetlerini onayladığını görmekten memnunluk duyuyoruz. Bu stratejiyi yaygınlaştırmak için daha fazla efor harcanması gerekiyor” diyor.

Hürriyet