Ulusal Eğitim Bakanlığı (MEB) koronavirüs nedeniyle mart ayında eğitime orta verilen okulların, 31 Ağustos’ta tekrar açılacağını bildirdi. Okulların açılma tarihi muhakkak oldu lakin koronavirüsün tesirlerinin sürmesiyle uygulanacak sistem merak konusu oldu. MEB tarafından yapılan açıklamalara nazaran, uygulamalar ortasında en fazla öne çıkan mevzu ise karma eğitim oldu. Okullarda toplumsal aralığın korunmasına yönelik sınıflarda yapılacak düzenlemelerin yanı sıra bir kısım öğrencinin meskende online eğitim alırken, bir kısmının ise yüz yüze eğitim göreceği bedellendiriliyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye’de dahil tüm ülkelerde okulların açılmasına yönelik uygulamaların en sıkıntı karar olduğunu belirtti, son yapılan araştırmalara nazaran 10-19 yaş kümesinin virüs bulaştırma riskinin çok daha yüksek olduğunun belirlendiğini söyledi.
‘ÇOCUKLARDA ÇOK VİRÜS YOK, YALNIZCA ÇOK AKTİFLER’
Çocukların virüs alsa bile bulaştırmayacağı argüman edildiğini fakat son periyotta yapılan çalışmaların bunun yanlışsız olmadığını gösterdiğini anlatan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şöyle konuştu:
“Güney Kore’de yeni çıkan çalışmada bulaşların hangi yaş kümelerinde ne kadar olduğuna bakıldı ve görülen en yüksek konut içi temasta en yüksek bulaş 10-19 yaş kümesinde. Konutun içinde virüsü taşıyan 10-19 yaş aralığında ise öteki yaş kümelerine nazaran daha çok bulaştırıyor ancak dışarıda mesken dışında arkadaş ortamında ise 20 yaş üstü daha riskli. İkisini kıyasladığında konutta bir bireyde virüs varsa bulaştırma ihtimali yüzde 11.8 iken, arkadaş ortamlarında virüs taşıyan biri varsa bulaştırma ihtimali yalnızca yüzde 1.9. O halde en büyük bulaş mesken ortamında ve bunu en çok 10-19 yaş ortasındaki çocuklar sağlıyor. Bu da çocuklarda çok virüs çıkıyor olarak anlaşılmamalı çok faaller, meskenin içinde denetimi sağlamak çok sıkıntı. Uzaklığa dikkat etmeleri, konutun içinde maske takmaları mümkün olmuyor üzere nedenlerle de bulaştırdıkları gösterildi.
ÇOCUKLAR GENELDE BELİRTİ VERMİYOR
Çocuklarda virüs ekseriyetle belirti veriyor ve bu nedenle hastalığı bulaştırdığında vakit konusunda bir dezavantaj yaratıyor. Okullardaki dezavantaj bulaşan çocukların birçok hafif ve belirtisiz geçirdiği için farkına varamıyorsunuz. O çocuk konutta daha riskli ağır seyredebilecek, yaşı yüksek, kronik hastalığı olan birine bulaştırdığı vakit anlayabiliyorsunuz bu da önlem almanızı geciktiriyor. Hangi okul olduğunu bulup önlem aldığınızda bulaşın üzerinden ay geçmiş oluyor. O yüzden okulların açılması her ülkede en sıkıntı karar verilen mevzulardan biri. Bir ülkede salgın başladığında birinci kapatılan yerlerden biri okul oluyor. Türkiye’yi düşünürseniz 18 milyon bireyden bahsediyoruz. Bunları denetim etmek kolay değil.
‘SINIFLARDA 1.5 HATTA 2 METRE ARANIN KORUNMASI GEREK
Muhakkak önlemler alınacaktır fakat bu önlemleri almak da kolay değil. Sayın Ulusal Eğitim Bakanının konuşmalarından anladığım kadarıyla karma eğitim uygulanacak üzere görünüyor. Bilim Şurası tekliflerinde 1 metre bir aralıktan bahsediliyor. Bu hiç inançlı olmayan bir ara. 1.5 metreden aşağısı tehlikeli. Hele de bir de çocuk maskesini çıkaracaksa bu aranın 2 metre olması lazım. Sınıfların çok iyi bir formda havalandırılması lazım. Sınıflara giriş çıkışların çok iyi bir formda denetim edilmesi lazım. Bu da lakin sınıfları ikiye, üçe bölerek karma eğitimde bir kısmı internetten bir kısmı okulda yüz yüze yapılabilir. Lakin anne baba çalışıyorsa o çocuklar okul saati dışında ne yapacağı belirsizleşiyor. Birçok zorluğu olan ve karar vermekte zorlanılan bir bahis. Şu anda dünyada ülkelerin tartıştığı mevzular ortasında birinci sırada.
EN GÜÇ KARAR OKULLARIN AÇILMASI
Eğitim sistemi, en sıkıntı karar verilecek hususların başında geliyor. Okullar için açılış tarihi olarak açıklanan tarih konusunda erken diyemiyoruz zira geç dediğiniz bir tarihte bundan daha iyi olacağının garantisi yok. Virüsün mutasyon riski var. Salgının iki yıldan evvel bitme ihtimali çok yüksek. Bir devir orta verilmesi de çok sıkıntı. Çocukları konutta bırakacak olan çalışan anne ve baba açısından o da güç. Üzerine çok çalışılması gereken bir mevzu. Bunun için Ulusal Eğitim Bakanlığından, Sıhhat Bakanlığından, Çalışma Bakanlığından eğitim ve tıp fakültelerinden kümelerin çok sıkı bir formda çalışıp bir ortada karar vermesi gereken bir husus. Bence en sıkıntı karar verilecek husus bu.”
Hürriyet
